İstanbul,02.02.2018
Sirküler No: 2018/5
Sayı: YMM.581-S/104
KONU: Nakdi Sermaye Arttırılmasında Kurumlar Vergisi Matrahından Yapılacak İndirim Uygulamasında 2017 Yılı İçin Dikkate Alınacak Faiz Oranı.
1-5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun “Diğer İndirimler” başlıklı 10. maddesine 6637 sayılı Kanunu’nun 8. Maddesiyle eklenen ve 01.07.2015 tarihinde yürürlüğe giren 1/h maddesine göre; finans, bankacılık ve sigortacılık sektöründe faaliyet gösteren kurumlar ile kamu iktisadi teşebbüsleri hariç olmak üzere, Sermaye Şirketlerinin hesap dönemi içinde ticaret siciline tescil edilmiş NAKDİ SERMAYE ARTIŞLARININ FİİLİ ÖDENEN KISIMLARI ÜZERİNDEN, T.C. Merkez Bankası tarafından ve indirimden yararlanılan yıl için en son açıklanan “Bankalarca açılan TL. cinsinden ticari kredilere uygulanan ağırlıklı yıllık ortalama faiz oranı” dikkate alınarak ilgili hesap döneminin sonuna kadar hesaplanan tutarın %50’si, Kurumlar Vergisi matrahının tespitinde ve kurumlar vergisi beyannamesinde ayrıca gösterilmek şartıyla kurum kazancından indirilecektir.
2-Yukarıda bahsi geçen Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından açıklanan faiz oranlarını, Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı Kurumlar Vergisi Sirküleri ile her yıl için duyurmaktadır. Bu bağlamda 2017 hesap dönemine ilişkin uygulanacak faiz oranı, 30.01.2018 tarih ve KVK-47/2018-1 Sayılı Sirküler ile %17,06 (yüzde onyedi virgül sıfıraltı) olarak duyurulmuştur.
3-Maliye Bakanlığı’nca, K.V.K.’nun 10. maddesinin kendisine verdiği yetkiye istinaden diğer konularda olduğu gibi, nakdi sermaye artışlarındaki Kurum kazançlarından yapılacak indirimlerin kapsam ve yöntemlerini açıklayan ve (1) Seri No.lu K.V. Genel Tebliği’nin ilgili bölümlerine ilave edilen veya değiştirilen (9) ve (10) No.lu K.V. Genel Tebliğlerini 2016 yılında Resmi Gazete’de yayınlanmıştır. Yayınlanan bu tebliğlerin yer aldığı (1) Seri No.lu K.V. Genel Tebliğine “10.6 Sermaye artırımında indirim” bölümü, konunun önemi dolayısıyla bu Sirkülerimize aynen eklenmiş olup, önemli gördüğümüz bazı hususlar şöyledir.
- Nakdi sermaye artışları doğrudan şirketin esas faaliyetleri için kullanılmalıdır. Örneğin, sermaye artışı yapılıp, arttırılan bu sermaye ile ortaklara olan borcun ödenmesi veya ortağın halen borçlu olması halinde, indirimden faydalanma hakkı ortadan kalkar. Sermaye artırımından önce, ortakların öncelikle şirkete olan borçlarını ödemeleri gerekir. Daha açık bir ifadeyle, nakdi sermaye artışlarında ortaklardan olan borç ve alacakların yapılacak indirim anında özenle dikkate alınarak indirim tutarının hesaplanması gerekmektedir.
- Yasaya uygun nakdi sermaye artışlar yapıldığı yıldan başlamak üzere, gelecek yıllarda da şartlara uyulduğu takdirde indirimden faydalanmak mümkündür. Bir bakıma indirim hakkı şirketin faaliyet süresince yapılacaktır. Örneğin, 2017 yılında 10.000.000,- TL. nakdi sermaye artışını yapıp fiilen ödemeyi de gerçekleştiren bir şirket, 2018 ve sonraki yıllarda da 10.000.000,- TL nakdi sermaye artışının ilgili yıllardaki faiz oranlarını dikkate alarak hesaplanacak indirimlerden faydalanabilecektir. Kısacası bu indirimler bir defalık değildir. (Ömür boyu derler ya aynen öyledir).
- Arsa ve arazi yatırımı yapan şirketlerde, arsa ve arazi yatırımına tekabül eden tutarla sınırlı olmak üzere, indirilecek tutarın hesaplanmasında indirim oranı %0 olarak uygulanacaktır.
- Nakdi sermaye artışlarına karşılık ortaklarca ödenecek sermaye taahhütlerinin mutlaka şirketin banka hesabına fiilen yatırılması gerekir. Çünkü, indirimden faydalan veya faydalanmak isteyen mükellefler, ilgili banka şubesince onaylanmış banka hesap özetlerini K.V. Beyannamesine eklemek zorundadırlar.
- K.V. Kanunun 10/1-h maddesinde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasınca her yılın sonunda açıklanan faiz oranı dikkate alınacağı için, indirimlerin uygulanacağı geçici vergi dönemi sadece 4. geçici vergi dönemi yani son geçici vergi dönemi olacaktır.
Ancak, bir önceki yılda kazancın yetersizliği nedeni ile indirilemeyen bir tutar var ise, bu tutar takip eden yılın 1. geçici vergi döneminden başlamak üzere indirilebilir. Devreden indirim yok ise, yine yılsonunu beklemek icap edecektir.
- Özel hesap dönemi tayin edilmiş sermeye şirketlerinde, hesap döneminin sona erdiği ay itibarıyla Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası tarafından en son açıklanan ticari krediler faiz oranı dikkate alınacaktır.
4-Nakdi sermaye artırımlarında uygulanacak indirim tutarı, Gelir Tablosunda yer almadığı için sadece kurumlar vergisi beyannamesinde yeterli kurum kazancı var ise yapılacak bir işlemdir. Diğer bir yönden, kazanç olmazsa dahi yapılacak bir indirim değildir. Her hangi bir dönemde kazanç yetersizliği nedeniyle indirilemeyen tutarların gelecek dönemlerde de takip etmek amacıyla “9-Nazım Hesaplar” da takip edilmesinde fayda görmekteyiz.
Yer verilen konu hakkında ek bilgiye ihtiyaç duyulması halinde bizi arayabilirsiniz.
Saygılarımızla,
AKTAN BAĞIMSIZ DENETİM ve
YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş
Ek: 1 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin 10.6 Bölümü (10 Sayfa)
No: 2018/4 İstanbul, 01.02.2018
Sayı: YMM.581-S/97
Konu: Dönem Sonu Kur Değerlemeleri İle İlgili İlave Hususlar ve Bir Düzeltme Hakkında.
1- Düzeltme
31.01.2018 tarih ve 2018/2 no.lu Sirkülerimizin 3.maddesinde yer alan 1 ABD Dolarının
Efektif Kur karşılığı sehven 3,7696 TL yazılmıştır, doğrusu 3,7692 TL’dır.
2- Kur değerlemesi ile ilgili Yeminli Mali Müşavirliğimizden istenen bazı ilave bilgiler ve
görüşlerimiz özetle aşağıdadır.
2.1. Yurt Dışı Alıcılarla İlgili Kur Değerlemeleri.
Cari yılda yapılan bir ihracattan kaynaklanan yurtdışı müşterisinden döviz cinsinden olan
alacağın, kur değerlemesi sonucu oluşan lehte kur farklarının “646-Kambiyo Karları”
hesabı yerine ”601-Yurtdışı Satışlar” hesabına kayıt edilmesini Muhasebe Sistemi
Uygulama Genel Tebliği öngörmektedir.
2.2. Şüpheli Alacak Karşılıklarında Kur Değerlemesi.
V.U.K.’nun 323. Maddesine göre şüpheli hale gelmiş ve karşılık ayrılmış döviz cinsinden
olan alacaklarda da kur değerlemesi yapılacağını Maliye Bakanlığı bazı Özelgelerinde
belirtmektedir. (Örneğin T.C. Gelir İdaresi Başkanlığı Büyük Mükellefler Vergi Dairesi
Başkanlığı’nın 24.02.2016 tarih ve ….3601 sayılı Özelgesi gibi)
Ancak, böyle bir şüpheli alacağın kur değerlemesi yapıldığında, haliyle şüpheli alacak
karşılığında kur değerlemesinin yapılması gerekmektedir. Bir eşitliğin her iki tarafı aynı
sayılarla çarpılır ise eşitlik değişmez kuralı gereği yapılacak kur değerleme işleminde,
alacak olarak gelir, karşılık olarak da gider kayıt edileceğinden Gelir Tablosunda dönem
kar ve zararı hesabında bir etki yaratmayacaktır.
Diğer taraftan şüpheli alacağın karşı tarafı yani borçlusu, döviz cinsinden olan bu borcuna
her dönem kur değerlemesi yapması gerekir.
aktan bağımsız denetim ve yeminli mali müşavirlik a.ş.
2
2.3. Özellikle hesap dönemi sonlarında (31.12.2017 gibi) Kur Değerlemesine Tabi
Tutulmayan Dövizli Borçların Gelecek Dönemlerdeki Durumu.
Herhangi bir nedenle, buna unutkanlık da dahil kur değerlemesi yapılmayan bir borçla ilgili
gelecek dönemlerde doğacak kur farklarının önceki döneme ait olan kısmı vergi
uygulamaları açısından ve dönemsellik esasına göre “Kanunen Kabul Edilmeyen Gider”
kapsamındadır. Örneğin, 100.000 USD olan ticari borcu 31.12.2017 tarihinde kur
değerlemesi yapılmamış olup defter değeri de 350.000.-TL’dır. Bu borcun 30.3.2018
tarihinde ve 3,8500 TL kur üzerinden ödendiğini düşünür isek, bu zaman;
(100.000 x 3,8500 – 350.000=) 35.000.-TL’lık kur farkının, (100.000 x (3,8500-3,7719=)
7.810.-TL’sı Kanunen Kabul Edilmeyen Gider niteliğinde olacaktır.
2.4. Yurtiçinden Olan Dövizli Alacak ve Borçların Dönem Sonlarındaki Kur Değerlemelerinin
KDV Karşısındaki Durumu.
Katma Değer Vergisi Kanunu’ndan hareketle ve Maliye Bakanlığı’nın görüşlerine göre kur
farklarının genelde Katma Değer Vergisine tabi olduğu belirtilmektedir.
Yıl sonlarında ve geçici vergi dönemlerinde V.U.K. uyarınca yapılan değerlemeler
sonucu oluşan kur farkları üzerinden KDV hesaplanmayacağı KDV Uygulama Genel
Tebliği’nin III/A-5.3 Maddesindeki “Kur Farkları” başlığı altındaki bölümünde
açıklanmıştır.
Vade farklarında olduğu gibi, fiili ödemeye bağlı olarak kur farkları üzerinden (işlem
tarihindeki kur ile ödeme tarihindeki kur arasındaki fark tutarı) ve duruma göre iç veya
dış yüzde yöntemle KDV hesaplanması gerekmektedir. Geçici vergi dönemlerinde ya da
yıl sonlarında yapılan kur değerlemeleri muhasebeleştirdikten sonra (ilgili gelir veya
gider hesapları ile maddi olan ve olmayan duran varlıklara kayıtların yapılması hali) fiili
ödemeye bağlı olarak ortaya çıkacak kur farkları üzerinden KDV’li faturalar
düzenlendikten sonra, bu faturalarda yer alan KDV matrahlarının daha önce
muhasebeleştirilen tutarları dikkate alınarak kayıtlar yapılmalıdır. Aksi takdirde, gelir,
gider veya varlık hesaplarına mükerrer kayıt yapılabilir.
Kur farklarının tabi olacağı KDV oranı işlemin kaynağına göre tayin edilecektir. Örneğin,
% 8 oranlı KDV’ye tabi olarak yapılan satıştan doğan bir kur farkı farkı için uygulanacak
KDV oranı da % 8 olacaktır.
Yer verilen konu hakkında ek bilgiye ihtiyaç duyulması halinde bizi arayınız.
Saygılarımızla,
AKTAN BAĞIMSIZ DENETİM VE
YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş
SİRKÜLER NO: 2018/3 İstanbul, 31.01.2018
Konu: Gelir Vergisinden İstisna Yurtiçi Harcırah/ Gündelik Tutarlar Hakkında.
Bilindiği üzere, Gelir Vergisi Kanunu’nun 24. maddesine göre Devlet Memurlarına verilen
günlük harcırahlarla mukayeseli olarak özel sektör çalışanlarına verilen harcırah tutarları da
gelir vergisinden istisna edilmektedir. Bu bağlamda 2018 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunda
Devlet Memurlarına verilecek harcırahları dikkate aldığımızda, çalışanlara ödenecek ve gelir
vergisinden istisna tutulacak yurtiçi gündelik / harcırah tutarları aşağıdaki Tabloda
gösterilmiştir.
Aylık ücret bordrolarına dahil edilmekle birlikte Gelir Vergisinden istisna tutulacak
yukarıdaki harcırah ödemeleri üzerinden sadece binde 7,59 tutarında damga vergisi
kesintisi yapılacaktır.
Diğer taraftan, işle ilgili yurtiçi seyahatlerde harcırah hükümleri uygulanmaksızın doğrudan
fiili giderler (yatma, yeme v.b.g.) karşılanabilir. Bu durumda, seyahat belgelerine dayalı
olarak ücretliye ödeme yapılır ve yapılan bu ödemeler de vergiden istisnadır. Ancak, fiili
giderler karşılanmakla beraber ayrıca yukarıdaki tabloda yer alan gündelikler de ödenir ise,
ödenen bu gündelikler gelir vergisine tabi olacaktır.
6245 Sayılı Harcırah Kanunu’nun 33. maddesinin son fıkrasına göre, günlük harcırah
tutarını ve belgede yazılı bedeli aşmamak üzere, yurtiçinde yatacak yer temini için (otel
ücretleri) ödenen tutarların da ücretliye ayrıca ödeneceği belirtilmektedir. Bu sınırlar
içerisinde ödenecek yurtiçi otel ücretlerinde vergiden istisna tutulacağı tabiidir.
aktan bağımsız denetim ve yeminli mali müşavirlik a.ş.
2018 yılında yurtdışında verilecek gündeliklere ait Bakanlar Kurulu Kararları henüz
yayımlanmamıştır.
Yer verilen konu hakkında ek bilgiye ihtiyaç duyulması halinde bizimle temasa geçiniz.